28 Eylül 2010 Salı

moderin anne.

en sevdiğimiz türk müzisyen mirkelam ne demiş şarkısında "aşkı biz, tadarız, anne babadan, doğmadan ooo"
ee biz de madem bir anne-oğul blogu hazırlayacağız, bu oğlanın hangi aşktan meydana geldiğini de yazmak "must" dan öte "have to".
sene 2000, ankara üniversitesi cebeci kampüsü sodexo yemekhanesinin merdivenlerine hayali bir yazı düşüldü "işte buraya yazıyorum, ben bu çocukla tekrar birlikte olup, evlenip, çocuk yapacağım"
ilk bakışta psikopat bir eski sevgilinin umarsız nidaları gibi görünse de kafasına koyduğu şeyi yapandan öte allahın sevgili kulu olmakla övünen ben dualarıma karşılık bulmakta gecikmedim.
14.04.2000 de başlayan serüven, 2006 yılında nişanelendi, 2008 yılında ise mutlu son!
uzun ilişkilerin sıkıcı olduğuna, aşkın bitip aranızdaki o şeyin kutsal bir sevgi olduğuna dair masallara inanmayın genç duygudaşlarım.
nazar da edip şimdi durduk yere benim kocamla aramı bozmayın da, 10 yıl geçse bile aşk bitmeyebiliyor söylemesayip.
evlenince geçer dediler geçmedi.
çocuk doğunca kesin biter dediler, bitmedi.
bundandır ilk hamile olduğumu öğrendiğimde zırıl zırıl ağlamalarım.
sevgilimi kaybetme korkusu, aşkın koca suretine dönüşeceği endişesi -şimdi dünyanın en güzel haberi olduğunu anladığım- o haberi aldığımda gözyaşı olup gözlerimden akmıştı.
ne salakmışım! ya da genelleme yapanlar ne salaklar!! bir sevinç yaşatmadınız be adama.
(bebeğime yaptığım blogda da hamile kaldığımda ne kadar üzüldüğümü yazmam ne güzel!)
4 ay sonunda tüm klişelere inat, hayatımın sona erdiğini değil yepyeni bir sevgiyle yuvarlanarak büyüdüğünü hissediyorum; sevgi yumağı misali.
kocamı da bebeğim kadar sevdiğimi, bebeğimizin hayatımızın merkezinde değil oluşturduğumuz üçgenin bir köşesinde olduğunu hissediyorum.
işte bu blog da kafamızda canlandırdığımız anne imajını yıkmak, herkesi anne olmaya özendirerek meşru/gayrimeşru çocuk sayısını artırmak amacında.
şaka be şaka, evlenmeden çocuk yapmayın. yaparsanız da sorumlusu ben değilim yani.
blogda insanın düğün kaynanası kılığına bürünmeden nasıl anne olabileceğini, nil karaibrahimgil şarkılarının bir insanda nasıl vücut bulduğunu göreceksiniz.
haa göremezseniz açıkça söyleyin, tükakalayın beni.
eleştiriye açığım, eleştireni açarım.
şimdi dilimizi ısırıp, kıçımızı kaşıyarak maşallah diyoruz, içten yapıyoruz bunu.
ve hoş geldin diyoruz;
keyfini çıkarın moderiin anne geldi, öperins!